Katsayı Kaç Oldu? Farklı Yaklaşımlarla Bu Soruyu İnceliyoruz Hepimizin zaman zaman kendini sormaktan alıkoyamadığı bir soru: Katsayı kaç oldu? Eğitimde katsayı, sınavlar, okul tercihlerinde ve gelecekteki kariyer seçimlerinde hayatımızı şekillendiriyor. Ancak bu basit bir soru gibi görünse de, aslında pek çok farklı açıyı ve bakış açısını içinde barındırıyor. Hem erkekler hem de kadınlar, bu konuda farklı duygusal, toplumsal ve objektif bakış açılarıyla yaklaşabiliyor. Gelin, bu iki farklı perspektifi inceleyerek, “Katsayı kaç oldu?” sorusunu derinlemesine ele alalım. Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşımı Erkeklerin genellikle, özellikle de eğitim ve kariyer hedefleri doğrultusunda katsayıya bakış açıları daha çok verilerle şekillenir. Onlar için…
Yorum BırakKategori: Makaleler
İrmik Helvası Türk Mü? – Bir Tatlının Psikolojisi Üzerine Düşünceler Bir Psikoloğun Meraklı Girişi İlk bakışta basit bir soru gibi görünür: “İrmik helvası Türk mü?” Fakat bu soruyu bir psikolog olarak duyduğumda zihnimde bambaşka süreçler başlar. Çünkü bir yemek ya da tatlının kökeni, sadece tarihsel ya da kültürel bir mesele değildir; o, insanların kimliklerini, aidiyet duygularını, hatta duygusal bağlarını temsil eden bir semboldür. İrmik helvası, mutfaktan çok daha fazlasını anlatır: yasın, paylaşımın, sabrın ve hafızanın kokusunu taşır. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Hatırlamanın Tatlı Yolu İrmik helvası dendiğinde birçok insanın zihninde bir sahne belirir: belki bir cenaze evinde dağıtılan sıcak bir kâse,…
Yorum Bırak“Çökmüş deve” deyimi, Türkçede sıkça karşılaşılan ve derin bir anlam taşıyan bir ifadedir. Bu deyim, genellikle bir kişinin yorgun, bitkin veya tükenmiş olduğunu anlatmak için kullanılır. Kökeni, develerin uzun ve zorlu yolculuklarda yorulup yere çökme davranışına dayanır. Develer, çöl koşullarında uzun süre susuz ve aç kalabilen, dayanıklı hayvanlar olmalarına rağmen, aşırı yorgunluk durumunda yere çökerek dinlenirler. Bu davranış, onların fiziksel sınırlarını zorladıklarını ve tükenmişliklerini gösterir. Tarihsel Arka Plan Develer, Orta Asya’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir coğrafyada, özellikle çöl bölgelerinde taşımacılık ve ulaşım için önemli bir araç olmuştur. Türk kültüründe de develerin yeri büyüktür; Dede Korkut Hikâyeleri’nde develer sıkça yer…
Yorum BırakKat Ettin Nasıl Yazılır? Dilin İnce Çizgilerinde Bir Yolculuk Kelimelerin dünyasında küçük gibi görünen detaylar, iletişimin en güçlü yapı taşlarıdır. “Kat ettin” ifadesi de onlardan biri… Gündelik konuşmada sıkça kullanırız, duygularımızı ya da başarılarımızı bu kelimelerle ifade ederiz ama yazıya döktüğümüzde duraksarız: “Katettin” mi, “kat ettin” mi, yoksa tamamen farklı mı? Türkçenin inceliklerine merak duyan biri olarak bu sorunun peşine düştüm ve gördüm ki mesele yalnızca bir boşluk meselesi değil; dilin tarihinden gelen bir anlam ve anlatım meselesi. — Doğru Yazım: “Kat Ettin” Ayrı Yazılır En baştan netleştirelim: Doğru yazım “kat ettin” şeklindedir. Çünkü burada “kat etmek” birleşik bir kelime…
Yorum BırakWhat are 5 Facts About Hinduism? A Psychological Perspective on Beliefs and Behavior As a psychologist, I am often fascinated by how belief systems shape human behavior, perceptions, and emotions. Hinduism, one of the oldest religions in the world, offers a rich and intricate framework that has influenced billions of people for millennia. But what does this ancient faith reveal about the human mind? How do its teachings impact our cognition, emotions, and social relationships? In this post, we’ll explore five key facts about Hinduism through the lens of psychology, examining how this religion intersects with cognitive, emotional, and social…
Yorum BırakUçan Balonların İçindeki Gaz Nedir? Kültürlerin Simgesel Evreninde Hafifliğin Antropolojisi Giriş: Antropoloğun merakıyla göğe bakmak Bir antropolog olarak gökyüzüne baktığınızda yalnızca fiziksel bir boşluk değil, insanların yüzyıllardır anlam yüklediği bir simgesel alan görürsünüz. Uçan balonlar da bu gökyüzü kültürünün modern sembollerinden biridir. Sadece bir çocuk oyuncağı değil; umutların, arzuların ve özgürlük arayışlarının maddi biçimidir. Peki, uçan balonların içindeki gaz nedir? Basit bir bilimsel yanıt: “Helyum.” Ama antropolojik bir göz, bu sorunun ardında toplumların ritüellerini, kimliklerini ve sembolik anlam evrenlerini görür. Helyumun öyküsü: Hafiflik ve kutsallık arasında Helyum, evrende hidrojenin ardından en bol bulunan elementtir; yanıcı değildir, tepkisizdir, sessizce yükselir. Bu…
Yorum BırakKasa Defterini Kimler Tutar? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Derinlemesine Bir Bakış Giriş: Farklı Açılardan Bakmaya Hazır mısın? Finansal düzen ve kayıt tutma, medeniyetlerin temel taşlarından biri olmuştur. Tarih boyunca paranın nasıl yönetildiği, toplumların refah düzeyini, işletmelerin başarısını ve bireylerin ekonomik gücünü doğrudan etkilemiştir. Bu zincirin en kritik halkalarından biri de “kasa defteri”dir. Peki kasa defterini kimler tutar? Sadece muhasebeciler mi, yoksa bireylerden büyük şirketlere kadar herkesin sorumluluğunda olan bir görev midir? Gelin bu soruya hem küresel hem de yerel ölçekte yanıt arayalım. Kasa Defterinin Anlamı: Sadece Rakamlar Değil Kasa defteri, en basit tanımıyla bir işletmenin veya kişinin nakit giriş-çıkışlarını düzenli…
Yorum BırakTürkiye’nin En Büyük Tersanesi Hangisi? Edebiyatın Kaleminden Bir İnceleme Ben bir edebiyatçı, kelimelerin sessizliği dönüştürme gücüne inanan bir anlatıcıyım. Her harf, her imge, bir gemi gibi ruhun limanına yanaşır; her cümle okuyucuyu başka bir sahile taşır. Bu satırlarda, Türkiye’nin en büyük tersanesini sadece ölçülerle değil, hikâyelerle, karakterlerle ve metaforlarla arayacağım. Teknik veriler belki yön gösterecek; ama edebi duyular, anlamı kuracak. Metaforlarla “en büyük” kavramı “En büyük” dediğinizde zihin, genişliği, hacmi, kapasitesi görür; ama edebiyat zihni bu kavramı başka katmanlara taşır: bir tersanenin büyüklüğü yalnızca metrekaresi değildir; o tersanenin taşıdığı umut, emeğin ağırlığı, gemilerin göğsüne vurduğu denizin yansımasıdır. Bir tersane karakter…
Yorum BırakSaç Taramak Saçı Gürleştirir mi? Öğrenmenin Pedagojik Bir Metaforu Giriş: Öğrenmek Gibi, Saç Taramak da Bir Disiplindir Bir eğitimci için saç taramak, yalnızca bir bakım eylemi değil, öğrenmenin ritmini hatırlatan bir metafordur. Her tarama hareketi, tıpkı öğrenme sürecindeki tekrarlar gibi, düzeni ve sürekliliği temsil eder. Saç, nasıl ki ihmal edildiğinde dolaşır, düğümlenir ve kırılırsa, zihin de ilgisiz kaldığında karmaşıklaşır. Bu noktada aklımıza şu soru gelir: Saç taramak saçı gürleştirir mi? Belki evet, ama yalnızca taramanın biçimi, sıklığı ve niyeti doğruysa. Tıpkı öğrenmede olduğu gibi: doğru yöntemle yapılan tekrar, bilgiyi kalıcı kılar. Pedagojik Bakış: Tekrarın Dönüştürücü Gücü Eğitim teorileri bize şunu…
Yorum BırakSarmaşık Tohumu Kaç Günde Çıkar? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç, Toplumsal Düzen ve Vatandaşlık Üzerine Bir İnceleme Günümüzde, güç ilişkileri ve toplumsal düzen üzerine kafa yoran bir siyaset bilimcisi, toplumların nasıl şekillendiğini ve bireylerin bu toplumlarda nasıl yer aldığını sorgular. Bu sorgulama, çoğu zaman iktidar, ideoloji, kurumlar ve vatandaşlık gibi kavramların derinlemesine incelenmesini gerektirir. Peki, toplumları belirleyen ve şekillendiren bu güç ilişkileri nasıl işler? Erkekler bu süreçleri daha çok stratejik ve güç odaklı bir bakış açısıyla ele alırken, kadınlar genellikle demokratik katılım ve toplumsal etkileşim odaklı bir bakış açısı geliştirir. Toplumsal ilişkilerde bu farklı bakış açıları, belirli bir düzenin oluşmasında, bu…
Yorum Bırak